2 Günde Devriâlem, ANKARA
Güncelleme tarihi: 17 Ara 2023
*Helenistik Dönem'de Galat boylarından Tektosag’ların başkenti olan Ankara, Roma Dönemi'nde taşra örgütünün başkenti, Bizans Dönemi'nde imparatorların konakladığı önemli bir kent, Osmanlı döneminde ise Anadolu Eyaleti’nin merkezi olmuştur. (Kaynak: Ankara Valiliği )
Ankarayı anlatacaksam kesinlikle kalesinden bahsetmem gerek. Kademe kademe sur duvarları, savaş zamanı kullanılabilir kale içinde ki yerleşim yerleri bir köy büyüklüğünde. Zamanında taşra örgütünün başkenti olması, eyalet merkezi olması bakımından bunun ne kadar gerekli olduğunu görüyoruz. Bulunduğu konum Ege liman kentlerinden başlayarak Mezopotamya ve diğer doğu ülkelerine kadar uzanan önemli yollar üzerinde olması gerekçesi ile son derece kıymetli.
Osmanlı'nın son yıllarında yurdun dört bir yanının kuşatmada olması Ankara'yı hem daha güvenilir hem de tüm şehirlere aynı uzaklıkta olması ile idari açıdan hızlı iletişimi sağlayan konumu ile ön plana çıkardı. *Millî Mücadelemizin sembolü haline gelen bu tarihi şehir, 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından sonra giderek büyümüş; yepyeni, büyük ve modern bir görünüm kazanmıştır. (Kaynak: Ankara Valiliği )
Başkentte devlet ve özel olmak üzere ortalama 21 üniversite bulunmaktadır. Üniversitenin çok olması demek şehrin öğrenci sayısı çok anlamına da geliyor. Öğrenci kalabalığı yanında devlet dairelerinin çoğunun burada olması, siyasetçi ve memurların da burada yoğunlukta olduğunu gösteriyor. Şehir; TBMM, Kara Harp Okulu, Milli savunma Üniversitesi gibi kurumlar sebebi ile askeri ve siyasi olarak önem arzediyor.
Kale ve çevresinde çokça gördüğümüz eski tip evler oldukça göze hitap eden bütünlüğü ile şehri gezenlere şölen sunuyor. Dik yokuşları, benzersiz yapıları (Ata Kule), Anıtkabir ve daha birçok özelliği ile gidip görmeyi çok istediğimiz bir şehirdi ve iki günde altını üstüne getirip gezdiğimiz gezi rotasını da sizlerle paylaşmak istedik.
Gezi Rotası:
şehri gezerken gezi planı dışında rota üstünde rastladığınız yerleri de gezebilme imkanı için, şahsi aracınızla dahi gitseniz geziyi yürüyerek ya da şehir içi araçlar kullanarak yapmanızı tavsiye ederiz. Biz aşağıda yazan Sıralamaya uyarak ve tamamen yürüyerek gezdik. Şehri, mimarisini, insanını tanımak konusunda daha verimli olduğunu düşünüyorum. Mesela Ankara da çok fazla heykel ile karşılaşmak mümkün. Kızılay tarafında, Kastamonu da okuyan bir öğrenci olarak ayı heykeli gördüğümde şaşırdım. Gene kızılay meydanda, ki burası Ankaralılar için bulşuma noktasıdır, memerden heykeller bulunmakta.
Otogar
Anıtkabir
Kızılay Meydan
Kocatepe Camii
Kuğulu park (Kuşların çokça bulunduğu, küçük gölette kuğuların yüzdüğü, küçük kafe ve dondurmacının bulunduğu, merdivenleri gibi renkli bir alan.)
Atakule (yokuş çıkmanız gerekecektir! 😀)
Pembe Köşk ( Açılış ve kapanış saatlerini internet üzerinden takip ederseniz iyi olur.)
Mehmet Akif Ersoy Edebiyat Müzesi
Etnografya Müzesi
Resim Heykel Müzesi
Mehmet Akif Ersoy Evi
Ankara Kalesi ( Tarihi evlerin, çarşıların içinden geçerek bir yokuş çıkıyorsunuz. Birçok müze bu çevrede.)
Rahmi Koç Müzesi Ankara
Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi
Anadolu Medeniyetleri Müzesi
PTT Pul Müzesi
Ulucanlar Cezaevi Müzesi ( İnternet üzerinden kapanış saatini kontrol etmenizi öneririm.)
Agustus Tapınağı ( Çok eski bir kalıntı. Günümüze ulaşabilmiş hali yerlebir dursa da alandaki görseller ile eski halini görebilirsiniz. Bir meydanda bulunmaktadır.)
Roma Hamamı Antik Kent ( Akşama doğru erken bir saatte kapanıyormuş, saatlerine bakarak gitmenizi öneririm.)
Kurtuluş Savaşı Müzesi
Atatürk Orman Çiftliği
Gençlik Parkı ( oldukça büyük, içerisinde göl ve kafeleri bulunan bir alan. Göl kenarı yürüyüş yerleri oldukça fotoğrafik görüntüye sahip.)
Bizim gezdiğimiz bu rota dışında;
Ankara Cumhurbaşkanlığı Millet Küyüphanesi
Dik yokuşları, soğuk havası, mimari çeşitliliği, bolca kültürel faaliyeti ile Ankara gezmesi zevkli bir şehir.
Kücük bir "Ankara'ya dair çektiklerim" sergisi yaptığıma göre yazıyı burada noktalıyorum.
Comments